-
1 sınırı aşmak
v. exceed, outrun -
2 transgress
(siniri) asmak; bozmak, çignemek, karsi gelmek -
3 exceed
v. aşmak, geçmek, haddini aşmak, sınırı aşmak, ileri gitmek, aşırıya kaçmak* * *geç* * *[ik'si:d](to go beyond; to be greater than: His expenditure exceeds his income; He exceeded the speed limit on the motorway.) geçmek, aşmak -
4 dépasser
-
5 franchir
-
6 زاد
Iزَاد1. gıdaAnlamı: besin2. erzak3. aşAnlamı: pişirilerek hazırlanan yemek4. azıkAnlamı: yiyecek, besin, gıda5. besinIIزادَ1. kaçırmakAnlamı: ölçüyü, sınırı aşmak2. artmakAnlamı: eskisinden daha çok çoğalmak3. büyümekAnlamı: boyutlar artmak, irileşmek -
7 kaçırmak
1. زاد [زادَ]Anlamı: ölçüyü, sınırı aşmak2. هرب [هَرَّبَ] -
8 граница
sınır* * *ж1) sınırгосуда́рственная грани́ца — devlet sınırı
перейти́ грани́цу — sınırı geçmek / aşmak
до определённой грани́цы — bir hadde kadar
не име́ть грани́ц — sonu sınırı olmamak
ра́дости её не́ было грани́ц — sevincine payan yoktu
••за грани́цей — yurt dışında, dışarıda
за грани́цу — yurt dışına, dışarıya
пое́здка за грани́цу — dış gezi
из-за грани́цы — yurt dışından, dışarıdan
-
9 Schmerzgrenze
( fig) katlanırlık sınırı;die \Schmerzgrenze überschreiten katlanırlık sınırını aşmak
См. также в других словарях:
kaçırmak — i 1) Kaçmasını sağlamak veya kaçmasına imkân yaratmak 2) Bir işi belirlenen zamanda yapamamak Maçı kaçırdım. 3) nsz Zor kullanarak yanında götürmek Kız kaçırmak. 4) Bir daha ele geçmemek üzere yitirmek Fırsatı kaçırdım. 5) Yararlanamamak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
geçmek — e, er 1) Bir yerden başka bir yere gitmek Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim. T. Buğra 2) den Bir yandan girip diğer yandan çıkmak İplik iğne deliğinden zor geçti. 3) den Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden… … Çağatay Osmanlı Sözlük